Pera Müzesi’nde 7 Şubat 2016 tarihinde sona erecek olan Üryan, Çıplak, Nü sergisini küratör Ahu Antmen’in anlatımı ile gezme şansı buldum. Yaklaşık bir saat süren küratörlü sergi turunda Türk sanatının geçmişine nüler üzerinden derin bir yolculuk gerçekleştirdik. Sergi bize, Meşrutiyet Dönemi ve erken Cumhuriyet dönemi -1914 kuşağı ve sonraki Cumhuriyet kuşağı- sanatçılarının ağırlıklı olarak 1920 – 1950’li yıllarda yapılan akademik etütleri ve resimleriyle birlikte az da olsa 1960 – 1970’li yıllara ait yapıtlarla birlikte sunuyor. Sanatçıların eğitim sürecine de yer verilen sergide, 1920’li yıllarda gerçekleşen Galatasaray sergilerinde görülen erken Cumhuriyet ve Cumhuriyet kuşağı sanatçılarının 1950’lerdeki işlerinin yanı sıra Hakkı Anlı ve Yüksel Arslan’ın 1970’lerden eserleri ve Özlem Şimşek’in 2011 yılında yaptığı işlerle karşılaşıyoruz. Sergi, kronolojik olmasının yanı sıra farklı üslupları anlamamız için bir yol haritası niteliğinde. 48 sanatçıya ait 50 desen ve 90’a yakın resim bulunan sergide, Türk resminde modernleşme sürecindeki nü çalışmalar, her ne kadar ilk nüler erkek de olsa, nü tanımının kadın çıplaklığı ile özdeşleşmesini ifade ederken aslında çıplaklığa bakışımızı da sorgulatıyor. Ahu Antmen, anlatımı sırasında, benim de zamanında keyifle okuduğum kendisinin ‘Kimlikli Bedenler’i ve John Berger’in ‘Görme Biçimleri’ kitaplarında da bahsedildiği üzere, nünün bir sanatsal bakış olduğunu, çıplak bedene çıplak olarak bakılmaması ya da bunun tam tersi çıplak olmayanı ise verilen poz nedeniyle çıplak görmek olarak değerlendirmek gerektiğinden bahsetti. Nü, sanatsal bir geleneği kuşanan temsil niteliği ile Türk sanatının kabuğunu kırmasıyla karşımıza çıkarken bizim de seyirci olarak resimlere bakış açımızı tekrar gözden geçirmemize yardımcı oluyor. Kısacası Antik Yunan’da başlayan, Rönesans’ta kendini tekrar hissettiren, 20.yy’a kadar devam eden, başta kadın bedeninin temsil edilmesi olarak ortaya çıkan bir biçim ile karşı karşıyayız.
Devamını oku